25 Kasım 2008 Salı

...GİT...

Ben bayraklarını yarıya indirdim yüreğimin
Bir gidişin matemidir bu
Yaşamın terk etmesi gibi bedeni
Üşüyerek
Ve kalbin yalnızca organ olduğuna küfrederek
Ardından adımlarını saymakla başlamış bir veda

Bütün kadınlara nefretimi sana yükledim şimdi
Herkesi sen kadar sevmek isterdim oysa
Şimdi hiç kimseden sen kadar nefret etmiyorum!!!

Git diyorum,
Gözlerin en derinine bakarak
“Git”…

Bir yerlerde kasırgalar başlıyor
Öldüresiye sevmek varken seni
Sonsuzluğa hapis ediyorsun beni
İki mezbele kentte benziyorum ardından
Sodom ve Gomora gibi lanet bir koku üstümde

Bir yerlerde kavgalar başlıyor
İçimin en akıl almaz savaşı
Git deyişimle kal demeyişim arasında
Dilimle fikrim arasında
İki kalp atışı arasında
İki kalbin bir atmayışı arasında

Bir yerlerde gitmeler başlıyor
Gittikçe bitmeyen bir yol
Gittikçe giden bir kadın
Her gittiğinde biten bir adam
Her gittiğinde ölen bi’ten bi’adam
Ki ruhum olsaydı yakardım ardından
…GİT…

ÇAğlar ŞAHİN
25.11.2008

14 Ekim 2008 Salı

DÖNECEĞİM BİRGÜN

Başardın kalbim büyük bir suç işledin
Bağışlanmayı isteme sakın
Aldanma öykülü yıldızlara
Başka bahar bekleme artık
Yolunun sonundasın......

Başardın kalbim güzel bir suç işledin
Limansız kara sulara çık
Ne sirenlerin ezgili sesi
Ne bir gemici feneri
Gögsünde ay fotografları
Ufkun kalbindesin....

Başardın kalbim,
Şarkılar söyle sulardan, şiirler yaz
Ferhat kıskansın seni, Kerem seni

Başardın kalbim,
Yelken aç yeryüzünün kirpiğine
Dönersen şiirlerle döneceksin
Dönmezsen şarkılarla gömüleceksin
BAŞARDIN...!!!!

6 Ekim 2008 Pazartesi

MAVİNİN ŞİİRLERİ XIII.

Gökkuşağının altındayım,
Dilekler tutuyorum adınla başlayan
Renk renk sen geçiyorsun fikrimden
Can kanar, can yanar
Sevdiğim, sevildiğimden farklı
Anlıyorum…

Gökkuşağının altındayım
Biraz da alkollü
Ve hala bildiğim bir türkü yok
Maviyi düşünerek
Gökkuşağının altında söylenilen….

Gökkuşağının altındayım,
Seni görüyorum…
Bakıyor musun?

Çağlar ŞAHİN
07.10.2008

3 Ekim 2008 Cuma

MAVİNİN ŞİİRLERİ XII.

Ben denizlere dalamam
Sade hasretinde yüzerim mavinin
Kıyılarından bakarım
Havuzlarda avuturum ama kendimi
Balıklara, yosunlara, gemilere düşmanım
Dalgaları seviyorum ama
Seçkilerim var içlerinden
Köpüklü olanlar sırdaşım
Öfkedaşım,

Yüksek bir tepeden bakıyorum sana
Yüzümde hınzır bir gülümseme
“iş olsun diye”
Ya(ş)ıyorum…
-ustam bir harf borç istiyorum senden, mesela büyük bir Z
Eh rahatlıkla
Ya(z)ıyorum…

Çağlar ŞAHİN
30.09.2008
16:16

26 Eylül 2008 Cuma

MAVİNİN ŞİİRLERİ XI.

Otopsi yapılsa ölüm nedeni belli olmaz bedenimin
Ki yaşıyorum ya, o bile belli değil
Bir pişmanlık soğutuyor organlarımı kadavralar kadar
Ve şiirlerim var artık başlayıp bitmeyen
Tam ortasında duruyorum her şeyin
Yaşam ve ölüm
Pişmanlık ve iyi ki
Şiir ve aşk
Hepsi ve hiçbiri
Ve hala ne geç ne de erken….

Bitmemiş bir şiirin son dizesi gibisin
Yazılması için yaşanması gereken bir olgu
Yaşanması içinse yazılması gereken alın yazısı
Ve hala ne (vaz)geçteyiz ne (dön)erken de

Çağlar ŞAHİN
26.09.2008
13:06

17 Eylül 2008 Çarşamba

MAVİNİN ŞİİRLERİ X.

Şiirler yazıyorum sana
Yakıyorum sonra günlerim gibi
Güzel kokulu ve ardımda yitik
Beğenmiyorum yazdıklarımı, sildiklerimi
Yaşadıklarımı belki de
Belki de yaşayamadıklarımı
Öyle nadir anlarda
Nadir ağlıyorum artık
Sicim gibi derler
Oysa cisimsiz sızılarda
Yüreğimin gözleri

Şiirlere küstüm,
Şairlere küstüm
Sana küstüm
Utandım kendimden
Kendime küstüm

ÇAĞLAR ŞAHİN
17.09.2008
16:19

8 Temmuz 2008 Salı

MAVİNİN ŞİİRLERİ I.II.V.VI.

VI.

Seni sana bırakmak için
Kedimi alıp gidiyorum kendime

Vardığımda;
Bir ıslık çalarım
Bir türkü söylerim
Gölgesiz kalırım
Ki güneşsizlik mi?
Bedensizlik mi?
Sana son bir soru değil
Tek bir yanıt herkese
Ne yazık ki
Tam ortasında cevabım

Sırtımda yosunlu bir taşsa……
Atıyorum artık sektire(de)rek…..
Aşk
Hayatımdan

Çağlar ŞAHİN

V.

Oysa denize hasrettim,
Sularda oynayıp elleri buruşuk çocuklar gibi
Sevdadan buruşuk bir yüreği hapsediyordu bedenim

Alıp giderdin
Seni benden
Beni benden

Ardında değil bırakılan
Yanı başında
Başucunda
Belki bir nefes uzakta
Belki bir nefes yakında
Hep engelli, eksik, yasak

Kayalıkları döven sulardan
Yüreğime işlerken soğuk hayaller
Bir tek adını bağırsam denize
Kaç gün sonra karşı kıyıda
Bu soruda ki cevap

Dalgasız denizlerin hırçın çocukları olmaz
Ki memleketimin denizidir
Vurgun üstüne vurgun yediren sevdadan
Ne aldımsa payıma düşen
Şimdi geri veriyorum
Al işte......

Çağlar ŞAHİN

II.

Kadına hasret gibi özlenmişse
Sarılma anı sıcaklığı düşleniyorsa
Ve yokluğu
Üşüttükçe
Üşütüyorsa

Koş artık denize
Kapa gözlerini
Ellerinde ne varsa
Elinde ne varsa
Savur at bi’kenara
Hisset içinde coşkusunu sonsuzluğun
Çocukluk günlerin gibi umarsız
Öldüğün gün gibi doygun ol
Ki kucakladığın
Kucaklandığın
Denizdir
Hakkını ver
Karaya hasret
Deniz rüzgârı ol

Balıklara da özenme sen
Aslen balık ol

Veli bir musiki çınlarsa kulaklarında
Yelken ol
Balık ol
Pul ol

Çağlar ŞAHİN

I.

Deniz çağırmakta
Mavisiyle,
Sessizliğiyle haykırmada
Ağlamada köpükleri
Çağırmada

Ve deniz almak istiyor içine beni
Sonsuz mavi
Sonsuz türkü
Sonsuz aşk
Nerde hani

Azalacaksa mavisi ….
Sözlerinin hep bir mahremi ……
Ki olacak
Ki olmak zorunda
Gözlerinin,
Olacaksa,

Nerde? mavinin denizi
Nerde? hani gözleri mavinin
Mehtabın gizilinde kaldı
Mazruf bir mai
Eskisi yenisi bir
Mas mai
Mavi

Kucaklaşmaya koşarsın
Serinlik beklerken
Donarsın
Denizden
Maviden
Gözlerden

İşte o an
Tam söylenesi bir türkü gelir aklına
Söyler misin?
Susar mısın?

Çağlar ŞAHİN

21 Mayıs 2008 Çarşamba

21 MAYIS YIL DÖNÜMÜ

21 MAYIS YIL DÖNÜMÜ

ACI….
Evlattan sonra mı gelirdi vatanın ki?
Söker gibi topraktan
Fidanı,
Ağacı,
İnsanı söker miydi beşer?
Sökerdi
Sökerdi
Söktü….
Şimdi haritalarda
Özgür atların koştuğu her toprak parçasıdır vatan
Ey vatan diye yanan
Kavrulan…
Acıyı yanına alıp
Gittiği her coğrafyada
Karlı dağları
Çimenli kırları
Irmakları
Vatan saymaya çalışan
ACI…..

ÖZLEM
Bundan olsa gerek
Ağlamak,
Ki öyle ağlamış nesiller boyu
Gözlerinin küçücük kalması
Yüzüne çiller dolaması bundan
Bir atın yelesinden tutmamış
Terkisiz koşmamış dörtnala
Ve baharda cemreler düşmeden
Sevdiğine kavuşamamış
Oğlanlar,
Kızlar,
Akordeonun bitmez tınısı
Yıllardır kulaklarında
Sevda çalar
Sevda oynar
Sevda…
Sevda…
ÖZLEM….

SÜRGÜN
Ayrı kalmaktır,
Uzak düşmektir,
Ulaşamamaktır,
Sevdiğince,
Düşlediğince,
Hissettiğince,
Sana,
Bana,
Bize,
Ne dün,
Ne o gün,
Ne bugün
Nede yarın,
Kalbimizdeyse hala
Karlı dağları eriten sıcaklık
Elimizde,
Ellerimizdeyse,
Hala çamuru toprağın
Sabahları özgür yılkıların ayak sesleriyse bizi uyandıran
Ruhlarımıza,
Zihinlerimize,
Değil!!!
Bedenlerimize
SÜRGÜN….


ACI
Tekrar,
Tekrar,
Tekrar,
Nesiller boyu tekrar
Her doğumda yeniden
Bir tek uzak düştüğü bilen
Kalana kadar,
Tekrar,
Tekrar,
Tekrar,
ACI…

HÜZÜN
Hep taşınacak
Kolye, küpe, saat
Bu da bizim takımız bedenimize
Gözyaşı hep
Aşk şarkılarından sonra
Sevgilimiz kadar
HÜZÜN


ÖFKE
Duymadık,
Vatan bildik,
Yaşadığımız toprağı
Öldük,
Öldürdük,
Satmadık
Satılmadıkta kimseye,
Bu vatanı bölmedik
Bu toprağı paylaşmadık
Kimileri gibi
Kurşunun kahpesine sığınmadık hiç

HASRET
Kalmış çocuklarız
Anamızdan ayrı düşmüşüz
Sütümüzden kesilmişiz
Kırkımız çıkmadan
Ki kırk gün önce doğmuşuz anamızdan

ÖZGÜRLÜK
Düşünebilmektir
Düşlemektir,
Ve düşünen, düşleyenler,
Adını koyduğumuz kızıl saçlı bir çocuk olsun
ÖZGÜRLÜK

ÇOCUK
Kızıl saçlarını özgür rüzgârlara savur
İçtiğin sularda yıkan
Yıkandığın sulardan büyüsün
Yeniden ektiğin tohum
Adını unutma o ses sana lazım
Yüzünü unutma bırak rüzgârda dalgalansın
Bir türkü tuttur,
Islık gibi değil,
Sözüyle,
Özüyle bil,

Sonra sesine yankı bul
Kendinden,
Özünden,
Ayna bul yüzüne,
Ne sevdiğinin rahmindekinden ayrı bil
Yaşadığın toprağı,
Ne de ayrı tut özlemlerde ki vatanını,
Rahmine düştüğünden…
ÇOCUK….

Çağlar ŞAHİN

7 Mayıs 2008 Çarşamba

ÖFKE DENİZİ

Öfkelendikçe coşan denizim
Girdap girdap hapsettim seni içime
En derinime battın
Batık bir gemi gövdesisin
Yitik, unutulmuş, çürüyen
Ama hala öfkemin denizindesin

Kim bilir hangi baharın sonunda
Atarım seni içimden

Denizlerin gölgesi yoktur
Sesleri vardır (türkü söyler hasretten)

Ve bilmelisin
Her denizin en az iki kıyısı vardır

Çağlar ŞAHİN

10 Mart 2008 Pazartesi

YORUMSUZ ŞİİR

Alacakaranlık olabilir
Ve hatta olacaktır da
Döner durur diyecekler
Sürüp gidecek
Yani dönüyor mu?
Duruyor mu?
Fark etmeyecekler
Sen anlayacaksın
Hissedeceksin
Göreceksin
Yalnızlık
Terk etmekle başlar

Tiksineceksin
Kendi etinden
Çürümek
Bensizlikle başlar

Çağlar ŞAHİN

29 Şubat 2008 Cuma

CEVAP?

Çok soru yok
İki soru var sadece
Sevdin mi?
Sevildin mi?
Hala cenneti neden merak içindesin!

Çok soru yok
İki soru var sadece
Sevdin mi?
Sevildin mi?
Tekrar mı cehennemi istersin!
Çağlar ŞAHİN

28 Şubat 2008 Perşembe

İKİNCİ CEMRE

Isınması başkadır
Doğadaki suyun
Hangi güç karşısında durur ki
Erir gider karlı dağlar
Sürprizi kalır
Yeniden bahar

Çağlar ŞAHİN

26 Şubat 2008 Salı

NUR DEĞMEDİ

Gülüyordun ya
Gül oluyordun ya
Önemli şeydir dudakların
Tırnak içine alınmış
Zor iştir ağlamak
Gülmek
Deniz kenarında olsun istemiyorum evim
Ama denizi yinede sonsuz seviyorum
Geceleri yatağıma değsin diye mehtap
Bir ay bekledim
Bir yıl yandım
Bir ömür çürüdüm
Değmedi

Çağlar ŞAHİN

22 Şubat 2008 Cuma

KÖPEĞİM ÇOK ŞÜKÜR

Ruhu yanıyor insanların
Köpeğim çok şükür
Ne bir ruhum var
Nede yangınım
Yalnızca
Her gün kafamı
Duvarlara yeksan eden
Pişmanlığım

Köpeğim çok şükür
Aşksız, sevgisiz
Bir tek saygıyla eğilen

Bir kadından doğdum
Bir başkasından ölürüm
Kimseye de borcum kalmaz
Köpeğim çok şükür

Vahşiyim, ısıran, kanatan
Kanlı benim dişlerim
Sizin aşk dediğiniz bende kene
Sevgi dediğiniz bit, pire
Belki renkli sizin dünyanız
Siyah ve beyaz yeter
Köpeğim çok şükür

Köpeğim çok şükür
Bu tel örgüsüz hayvanat bahçesinde
Tasavvuf değil benimkisi hem
Tasarruf tamamen
Yaklaşmaksa bir yüceye
Ne ortak bulurum yanıma
Ne de vazgeçerim bok yemekten

Mal sahibine benzer derler
Kimselere benzemem
Köpeğim çok şükür

Köpeğim çok şükür
Eeee üfleyerek ruh verirsen
Yellenerek çıkar
Köpeğim çok şükür

Şarkılarla sakinleşirdim bir tek
Yüzünde hüzünlü şarkılarmış
Kırk güne kalmaz kudurmam
Köpeğim çok şükür

Ya beni gömüm kireçler içine
Ya da ağzı köpürmüş
Sulardan bile korkan
Sahibine kuduz edecek
Bir mâhlukatım
Köpeğim çok şükür

Köpeğim çok şükür
Ama beni gömmeyin
Vasiyetimden herkese
Tüm organlarımı koparın
İbret-i âlem için asın
Bir tek bu sefil yüreği bana bırakın

Sağ yanımdan gelsin ölüm
İki güzel göz kadar hasretken ölmeye
Sahibimden çok uzaklara gitmeliyim
Bazen sevmek sevmemek gerektirir
Ve biraz da sadakat
Hepsine sahibim
Köpeğim çok şükür

Çağlar ŞAHİN

KOMŞU CAMI

Baharın güneşi vurmaya başladı
Karşı camdan eğik yansımalarla
Bir kız dururdu bazı
Güneşe engelleyen
Öldü gitti anacağı
Bir ay evvel

Yüzünde
Cenabet bir hüzün taşımaya başladı
Yaş yirmi beş henüz
Omuzları düştü önüne
Ki son nefesinde anacını gören gözlerim
Daha az ürkmüştü ölümden

Yürürdü
Kafasını çarpardı bazı direklere
Utanır sanıyorlardı
Biliyordum oysa ben
Hiç yolda para bulmamış,
Ayakları su birikintilerinde ıslanana ben
Biliyordum
Bazen ağır geliyordu beden

Çağlar ŞAHİN

21 Şubat 2008 Perşembe

DİŞLERİMİN ARASINDA

Beş gün kanayıp
Sonra canlı kalan
Kaç parmak mesafedir
Göbek çukurunla aran

Her ağladığında mukaddes hediye için
Döngüsel tekrarlarda
Gözyaşından ayrı bir sızıyla
Beni anmasın dudakları

Kapansın kapılar
Hem içeriden
Hem dışarıdan
Kırılsın anahtarı

Çağlar ŞAHİN

19 Şubat 2008 Salı

İLK CEMRE

Bugün cemre düşüyor havaya
Bahar başladı say
Zaten kuşlarda döner her bahar
Ama kaçı bulur ki gittikleri gibi
Terk ettikleri evi

Çağlar ŞAHİN

14 Şubat 2008 Perşembe

HEDİYECİK

Alacaksan hediyeyi
Küçük alacaksın
Yeri geldiğinde
Götüne sokmak
İcap oluyor

Çağlar ŞAHİN

13 Şubat 2008 Çarşamba

AŞKIN KRONOLOJİSİ

Karlı soğuk kış geceleri
Turşuda varsa yanında
Ne güzeldin sen
Bir de bedenimi terk etmen
Sancılı olmasaydı
Sevgilim
Kuru fasulye

Çağlar ŞAHİN

YARADAN NEFRETİM YARATILANDAN

Varsan da
Yoksan da
Seni sevmek gelmiyor artık içimden

Öyle bir terk ediş ki
Sevdiğin kadının
Son bir kez görmeden vedası gibi
Terk ettin bedenimi

Yoksun artık
Varsan da
Yoksan da
Benim değilsin artık

Git
Kime ışık olacaksan ol
Kimin kalp gözünü açacaksan aç
Madem benden mahrum ettin sevgini
Ey tanrı
Varsan da
Yoksan da
Kapattım sana kapılarımı

Haklısın aslında
Bir kadını sever gibi sevemedim seni
Özlediğim kadar kadınımı seni hiç özlemedim
Haklısın
Varsan da
Yoksan da
Haklısın

Yakacak mısın? Beni
Nafile
Yanmışım
Senden gayri bir aşkın uğruna
Varsan da
Yoksan da
Al aşkını başına çal
İstediğim tek şey
Sende benim kadar sev
Sende benim kadar iste
Ama sende benim kadar yan

Varsan da
Yoksa da
Bende sana kul olacak
Sebep kalmadı
Varsan da
Varmasan da
Nefretimsin artık

6 Şubat 2008 Çarşamba

SEVGİLİLER GÜNÜ

Sevgililer günü
Harikalar diyarından çalıntı hediyeler
Kimin sevgisi daha pahallı telaşı
Oysa sev beni
Bir sevgililer gününü inat
Tüm kâinat zamanı boyunca
Sana saçlarımı kesip verebilirim
Sol elimin yüzük parmağından çıkma
Sana dünyamın en değerlisini verebilirim
Bir şiir yazarım belki
Belki bıraktığım sigaranın haberi
Dudak ucundaki iki kelimeye hasret
Bir yüreğin coşkusunu belki de
Belki de durup seyredebilirim seni
Bir ömrün son soluğunda
Al işte
Bir günlük sevgilere inat
İnandığımca gözlerinin mavisine
Zamansız bir aşkı yaşamak için
Tarifsizliğinin kırdığı tesadüf zincirlerine bakarak
İnanmak ne güzel şey sonsuzluğa

Çağlar ŞAHİN

5 Şubat 2008 Salı

ÇOK MU ZOR İŞ?

Her şey ama her şey
Sayende mahremiyetten kurtuluyor
Dizelerde kalan gizillik
Dağılıveriyor gözlerinin hayalinden
Neden uzar geçe artık biliyorum
Neden kısalır bir gündüz anlıyorum
Ve yaşlanmak meselesi değilmiş sevmek
Islanmak daha önemli yağmurlar altında
İkisi de aynı şey değil aslında
Ve değişen ben değilim
Savaş bu savaş
Ölümle savaş
Sensiz bir cennete isyan
Ölümün ayrı düşürmesi seni benden
Katlanılacak gibi değil
Ki artık anlıyorsun değil mi?
Senin için neden cenneti seçiyorum?

Al beni yanına
Gidilecek yer neresi sen seç
Bir mezarın içinde kavuşacaksa ellerimiz
Bu ne güzel hasret
Bu nasıl bir bekleyiş
Koşarcasına ölebilmek
Çok mu zor iş?
……….

Çağlar ŞAHİN

26 Ocak 2008 Cumartesi

MENDİL ÜSTÜ YAZILARI VI.

Daraldı bir sırrın gerçeğe açılan kapısı
Işık gibi süzüldü yüzün karanlığıma
Sen kaldın şavkından geriye yalnızlığın...

Çağlar ŞAHİN

20 Ocak 2008 Pazar

SEVDİM SENİ

Sevdim seni
Hiçbir kadını sever gibi değil
İçime katarak
Kanatarak içimi
Özümseyerek sendeki seni
Damarlarımda dolaştığını hissederek
Kılcal bir yayılışın sükûneti içinde
Sevdim seni

Sevdim seni
Yok ki her gece seni isteyeceğim bir tanrı
Her gece dualara musallat edemiyorum ki adını
Ben inanmadım içinde sevgi olmayana
Ve adak ağaçlarına çaput bağlamadım hiç
Bir idam sehpasında yaşıyordum
Son dileğim sen
Ölümden korkusuzca
Sevdim seni

Sevdim seni
Çağlayan bildim yüreğimin coşkusunu
Korkusunu sen bildim ömrümüm
Bir kadını sen kadar sevebilmek imkânsızlığı
Olanaksızlığı kalabalığa karışmanın
Yanan bir yüreğin soğukluğu
Yokluğu yakan kadının
Tekrarsızlıklar içinde yekten
Sevdim seni

Çağlar ŞAHİN

14 Ocak 2008 Pazartesi

KALBE KARŞI

Kalp kalbe karşıdır derler
Oysa kalp kalbin yanında atmalı

Çağlar ŞAHİN

9 Ocak 2008 Çarşamba

SABAH SÖVGÜLERİ!!!

Yoluna yolumu ekledim bu sabah
Tesadüfî,
Belki kasti
Sonra sövgülerle süsledim sabahı
İlk simitçi nasiplendi
Sonra çorbacı
Sonra sen
Sensizlik en sonra
Adını özel bir küfür saydım
Raiyan vurdukça yüzüme sabada...

8 Ocak 2008 Salı

TESADÜF

Çok uzun bir zaman sonra yeniden seni hiç yaşamak istemezken, sebepsiz ve nedensiz, ayaklarım beni sana doğru götürüyor. Fakat karşılaşamadık, ne acı yolunun üstünde beklemek, seni uzaktan dahi olsa görebilmek pahasına beklemek ne kadatr güzelse, seni bulamamak boğazıma düğümlenmiş bir acı söz. Görünen o ki seni görebilmemin tek yolu var oda bir tesadüfe bağlı. Belki bugün, belki zamanın yitikliği altında ezilip, kirlendikten sonra. Belki de hiçbir zaman yada öyle bir zaman ki sen ve ben birbirimizi tanımayacak kadar çok yaşlanıp, birbirimizi anlayacak kadar çok üzüldükten çok sonra....

Tek bir sorunun merakı içimi kemirecek bu süreç boyunca, mutlu değilim, mutlu mudur acaba?Bu sorunun yanıtını bile zaman elime verecektir diye düşünüyorum. Biliyorumki mutluluk karşılık esası gütmez, peki ya mutsuzluk? kim bilir zaman her soruya cevap verebilir belki? Keşkelerini attığım hayatım belkilerle dolmaya başladı. Bu da doğru yol işareti bence. Belki değil.
Kim bilir?

Çağlar ŞAHİN

7 Ocak 2008 Pazartesi

SATIYORUM!!! SATIYORUM!!! SAAAATTTTTT...

Bir bilsen ne çok ihtiyacım var
Gözlerinin yalan mavisine
Saçlarının üremeye müsait sıcaklığına
Kas katı kesilmiş bir veda anı yüzüne
Ah bir bilsen
İki anlasan
Üç inansan
Dört dönsen
Ah bir dönsen

Yalanlardan kaçıyorum bu süreçte
Aynalar hep bir başkası

Eriyen zaman değil
Hepsi aynı
Süreç meselesi
Zamansız anların, anısız zamanların
Ezginliği üstümde

Bir karmaşa;
Cuma öğleden sonra dağılma telaşındaki
Okul önleri curcunası,
Pazaryerlerinin seyyarlığı,

Bir kadının kendi saçına taktığı çiçeğin
Kendinden utanması,
Kadının bundan sıkılmayışı
Ve belki erkeğin bunu üstüne alınmayışı
Bilmem belki de öyle bir şey ki
Çiçek olabilmek varken saçlarında
Nefret edebilmek hemcinslerinin
Takıldığım yerlerinden

Bir müzayede hırsı gözlerinde
Satıyorum üç kuruşa kendimi
Almayacak mısın?
Satıyorum…
Satıyorum…
Saaaattttt…

Çağlar ŞAHİN

1 Ocak 2008 Salı

BU ŞEHRİ TERK ET

Bu şehri terk et
Giderken bir hiç bırak ardında
Hiç olmamış bir yaşanmışlık
Ya da yaşadık sanmışlık
Benzer olmayan bir aynadan
Bir tanınmamışlık bırak

Bu şehri terk et
Kırmızı ışıkta geçsin çocuklar yolu
Bir yalnızlık kalsın kalabalıktan geriye
Aramak seni her yüzde
Yüzde bilmem kaç bin kere
Yüzüme vuran sabadaki kokun
Olmaz olsun
Olmaz, olsun
Olsun

Bu şehri terk et
Salıncakları sallayan
Tahterevalliler de oynayan olmasın
Bir asalet gibi kalsın elimde asallık

Bu şehir terk et
Ki sen misafirsin bu şehre
Ama git ki öyle bir yere
Göçmen kuşların yolundan uzak olsun gideceğin yer
Bir selam gelmesin ardından kanatlarına takılı
Haberim olmasın
Yaşadığından….
Sevdiğinden….
Öldüğünden….

Bu şehri terk et
Kokunu al yanına, ölmesin hasret
Çoçuklar isimsiz büyümesin
Dönmesin leylekler geri
Göç yollarından uzaklara git
Bir selamsızlık bırak bende

Bu şehri terk et
Bir son mola ver şehrin çıkışında
Yalnızlık kentinin tabelasına bir kişi eksildi yaz
Oysa bir ben biliyorum işin aslını
Sıfırla çarparsan her şeyi
Sensizlik çıkar sanıyordum
Sonsuzluk kaldı elimde

Bu şehri terk et
Bir nüfus sayımı sessizliğine bürünsün caddeler
Bıkmışım arkasından baktığım bir kadını sen sanışımı
Heyhat, yüreğime sen attın bu yalazı
Şimdi mazruf kelimeler gibi gizil
Karmaşık, düzensiz ve sefil
Söylenmemiş sözlerim kaldı elimde

Bu şehir terk et
Yoksa şeker isteyenlere
Zeker verecek kadar namussuz kalırım

Bu şehri terk et
Ve Neron’un kemiklerini sızlat giderken

Çağlar ŞAHİN