Daraldı bir sırrın gerçeğe açılan kapısı
Işık gibi süzüldü yüzün karanlığıma
Sen kaldın şavkından geriye yalnızlığın...
Çağlar ŞAHİN
26 Ocak 2008 Cumartesi
20 Ocak 2008 Pazar
SEVDİM SENİ
Sevdim seni
Hiçbir kadını sever gibi değil
İçime katarak
Kanatarak içimi
Özümseyerek sendeki seni
Damarlarımda dolaştığını hissederek
Kılcal bir yayılışın sükûneti içinde
Sevdim seni
Sevdim seni
Yok ki her gece seni isteyeceğim bir tanrı
Her gece dualara musallat edemiyorum ki adını
Ben inanmadım içinde sevgi olmayana
Ve adak ağaçlarına çaput bağlamadım hiç
Bir idam sehpasında yaşıyordum
Son dileğim sen
Ölümden korkusuzca
Sevdim seni
Sevdim seni
Çağlayan bildim yüreğimin coşkusunu
Korkusunu sen bildim ömrümüm
Bir kadını sen kadar sevebilmek imkânsızlığı
Olanaksızlığı kalabalığa karışmanın
Yanan bir yüreğin soğukluğu
Yokluğu yakan kadının
Tekrarsızlıklar içinde yekten
Sevdim seni
Çağlar ŞAHİN
Hiçbir kadını sever gibi değil
İçime katarak
Kanatarak içimi
Özümseyerek sendeki seni
Damarlarımda dolaştığını hissederek
Kılcal bir yayılışın sükûneti içinde
Sevdim seni
Sevdim seni
Yok ki her gece seni isteyeceğim bir tanrı
Her gece dualara musallat edemiyorum ki adını
Ben inanmadım içinde sevgi olmayana
Ve adak ağaçlarına çaput bağlamadım hiç
Bir idam sehpasında yaşıyordum
Son dileğim sen
Ölümden korkusuzca
Sevdim seni
Sevdim seni
Çağlayan bildim yüreğimin coşkusunu
Korkusunu sen bildim ömrümüm
Bir kadını sen kadar sevebilmek imkânsızlığı
Olanaksızlığı kalabalığa karışmanın
Yanan bir yüreğin soğukluğu
Yokluğu yakan kadının
Tekrarsızlıklar içinde yekten
Sevdim seni
Çağlar ŞAHİN
14 Ocak 2008 Pazartesi
9 Ocak 2008 Çarşamba
SABAH SÖVGÜLERİ!!!
Yoluna yolumu ekledim bu sabah
Tesadüfî,
Belki kasti
Sonra sövgülerle süsledim sabahı
İlk simitçi nasiplendi
Sonra çorbacı
Sonra sen
Sensizlik en sonra
Adını özel bir küfür saydım
Raiyan vurdukça yüzüme sabada...
Tesadüfî,
Belki kasti
Sonra sövgülerle süsledim sabahı
İlk simitçi nasiplendi
Sonra çorbacı
Sonra sen
Sensizlik en sonra
Adını özel bir küfür saydım
Raiyan vurdukça yüzüme sabada...
8 Ocak 2008 Salı
TESADÜF
Çok uzun bir zaman sonra yeniden seni hiç yaşamak istemezken, sebepsiz ve nedensiz, ayaklarım beni sana doğru götürüyor. Fakat karşılaşamadık, ne acı yolunun üstünde beklemek, seni uzaktan dahi olsa görebilmek pahasına beklemek ne kadatr güzelse, seni bulamamak boğazıma düğümlenmiş bir acı söz. Görünen o ki seni görebilmemin tek yolu var oda bir tesadüfe bağlı. Belki bugün, belki zamanın yitikliği altında ezilip, kirlendikten sonra. Belki de hiçbir zaman yada öyle bir zaman ki sen ve ben birbirimizi tanımayacak kadar çok yaşlanıp, birbirimizi anlayacak kadar çok üzüldükten çok sonra....
Tek bir sorunun merakı içimi kemirecek bu süreç boyunca, mutlu değilim, mutlu mudur acaba?Bu sorunun yanıtını bile zaman elime verecektir diye düşünüyorum. Biliyorumki mutluluk karşılık esası gütmez, peki ya mutsuzluk? kim bilir zaman her soruya cevap verebilir belki? Keşkelerini attığım hayatım belkilerle dolmaya başladı. Bu da doğru yol işareti bence. Belki değil.
Kim bilir?
Çağlar ŞAHİN
Tek bir sorunun merakı içimi kemirecek bu süreç boyunca, mutlu değilim, mutlu mudur acaba?Bu sorunun yanıtını bile zaman elime verecektir diye düşünüyorum. Biliyorumki mutluluk karşılık esası gütmez, peki ya mutsuzluk? kim bilir zaman her soruya cevap verebilir belki? Keşkelerini attığım hayatım belkilerle dolmaya başladı. Bu da doğru yol işareti bence. Belki değil.
Kim bilir?
Çağlar ŞAHİN
7 Ocak 2008 Pazartesi
SATIYORUM!!! SATIYORUM!!! SAAAATTTTTT...
Bir bilsen ne çok ihtiyacım var
Gözlerinin yalan mavisine
Saçlarının üremeye müsait sıcaklığına
Kas katı kesilmiş bir veda anı yüzüne
Ah bir bilsen
İki anlasan
Üç inansan
Dört dönsen
Ah bir dönsen
Yalanlardan kaçıyorum bu süreçte
Aynalar hep bir başkası
Eriyen zaman değil
Hepsi aynı
Süreç meselesi
Zamansız anların, anısız zamanların
Ezginliği üstümde
Bir karmaşa;
Cuma öğleden sonra dağılma telaşındaki
Okul önleri curcunası,
Pazaryerlerinin seyyarlığı,
Bir kadının kendi saçına taktığı çiçeğin
Kendinden utanması,
Kadının bundan sıkılmayışı
Ve belki erkeğin bunu üstüne alınmayışı
Bilmem belki de öyle bir şey ki
Çiçek olabilmek varken saçlarında
Nefret edebilmek hemcinslerinin
Takıldığım yerlerinden
Bir müzayede hırsı gözlerinde
Satıyorum üç kuruşa kendimi
Almayacak mısın?
Satıyorum…
Satıyorum…
Saaaattttt…
Çağlar ŞAHİN
Gözlerinin yalan mavisine
Saçlarının üremeye müsait sıcaklığına
Kas katı kesilmiş bir veda anı yüzüne
Ah bir bilsen
İki anlasan
Üç inansan
Dört dönsen
Ah bir dönsen
Yalanlardan kaçıyorum bu süreçte
Aynalar hep bir başkası
Eriyen zaman değil
Hepsi aynı
Süreç meselesi
Zamansız anların, anısız zamanların
Ezginliği üstümde
Bir karmaşa;
Cuma öğleden sonra dağılma telaşındaki
Okul önleri curcunası,
Pazaryerlerinin seyyarlığı,
Bir kadının kendi saçına taktığı çiçeğin
Kendinden utanması,
Kadının bundan sıkılmayışı
Ve belki erkeğin bunu üstüne alınmayışı
Bilmem belki de öyle bir şey ki
Çiçek olabilmek varken saçlarında
Nefret edebilmek hemcinslerinin
Takıldığım yerlerinden
Bir müzayede hırsı gözlerinde
Satıyorum üç kuruşa kendimi
Almayacak mısın?
Satıyorum…
Satıyorum…
Saaaattttt…
Çağlar ŞAHİN
1 Ocak 2008 Salı
BU ŞEHRİ TERK ET
Bu şehri terk et
Giderken bir hiç bırak ardında
Hiç olmamış bir yaşanmışlık
Ya da yaşadık sanmışlık
Benzer olmayan bir aynadan
Bir tanınmamışlık bırak
Bu şehri terk et
Kırmızı ışıkta geçsin çocuklar yolu
Bir yalnızlık kalsın kalabalıktan geriye
Aramak seni her yüzde
Yüzde bilmem kaç bin kere
Yüzüme vuran sabadaki kokun
Olmaz olsun
Olmaz, olsun
Olsun
Bu şehri terk et
Salıncakları sallayan
Tahterevalliler de oynayan olmasın
Bir asalet gibi kalsın elimde asallık
Bu şehir terk et
Ki sen misafirsin bu şehre
Ama git ki öyle bir yere
Göçmen kuşların yolundan uzak olsun gideceğin yer
Bir selam gelmesin ardından kanatlarına takılı
Haberim olmasın
Yaşadığından….
Sevdiğinden….
Öldüğünden….
Bu şehri terk et
Kokunu al yanına, ölmesin hasret
Çoçuklar isimsiz büyümesin
Dönmesin leylekler geri
Göç yollarından uzaklara git
Bir selamsızlık bırak bende
Bu şehri terk et
Bir son mola ver şehrin çıkışında
Yalnızlık kentinin tabelasına bir kişi eksildi yaz
Oysa bir ben biliyorum işin aslını
Sıfırla çarparsan her şeyi
Sensizlik çıkar sanıyordum
Sonsuzluk kaldı elimde
Bu şehri terk et
Bir nüfus sayımı sessizliğine bürünsün caddeler
Bıkmışım arkasından baktığım bir kadını sen sanışımı
Heyhat, yüreğime sen attın bu yalazı
Şimdi mazruf kelimeler gibi gizil
Karmaşık, düzensiz ve sefil
Söylenmemiş sözlerim kaldı elimde
Bu şehir terk et
Yoksa şeker isteyenlere
Zeker verecek kadar namussuz kalırım
Bu şehri terk et
Ve Neron’un kemiklerini sızlat giderken
Çağlar ŞAHİN
Giderken bir hiç bırak ardında
Hiç olmamış bir yaşanmışlık
Ya da yaşadık sanmışlık
Benzer olmayan bir aynadan
Bir tanınmamışlık bırak
Bu şehri terk et
Kırmızı ışıkta geçsin çocuklar yolu
Bir yalnızlık kalsın kalabalıktan geriye
Aramak seni her yüzde
Yüzde bilmem kaç bin kere
Yüzüme vuran sabadaki kokun
Olmaz olsun
Olmaz, olsun
Olsun
Bu şehri terk et
Salıncakları sallayan
Tahterevalliler de oynayan olmasın
Bir asalet gibi kalsın elimde asallık
Bu şehir terk et
Ki sen misafirsin bu şehre
Ama git ki öyle bir yere
Göçmen kuşların yolundan uzak olsun gideceğin yer
Bir selam gelmesin ardından kanatlarına takılı
Haberim olmasın
Yaşadığından….
Sevdiğinden….
Öldüğünden….
Bu şehri terk et
Kokunu al yanına, ölmesin hasret
Çoçuklar isimsiz büyümesin
Dönmesin leylekler geri
Göç yollarından uzaklara git
Bir selamsızlık bırak bende
Bu şehri terk et
Bir son mola ver şehrin çıkışında
Yalnızlık kentinin tabelasına bir kişi eksildi yaz
Oysa bir ben biliyorum işin aslını
Sıfırla çarparsan her şeyi
Sensizlik çıkar sanıyordum
Sonsuzluk kaldı elimde
Bu şehri terk et
Bir nüfus sayımı sessizliğine bürünsün caddeler
Bıkmışım arkasından baktığım bir kadını sen sanışımı
Heyhat, yüreğime sen attın bu yalazı
Şimdi mazruf kelimeler gibi gizil
Karmaşık, düzensiz ve sefil
Söylenmemiş sözlerim kaldı elimde
Bu şehir terk et
Yoksa şeker isteyenlere
Zeker verecek kadar namussuz kalırım
Bu şehri terk et
Ve Neron’un kemiklerini sızlat giderken
Çağlar ŞAHİN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)