1 Ocak 2008 Salı

BU ŞEHRİ TERK ET

Bu şehri terk et
Giderken bir hiç bırak ardında
Hiç olmamış bir yaşanmışlık
Ya da yaşadık sanmışlık
Benzer olmayan bir aynadan
Bir tanınmamışlık bırak

Bu şehri terk et
Kırmızı ışıkta geçsin çocuklar yolu
Bir yalnızlık kalsın kalabalıktan geriye
Aramak seni her yüzde
Yüzde bilmem kaç bin kere
Yüzüme vuran sabadaki kokun
Olmaz olsun
Olmaz, olsun
Olsun

Bu şehri terk et
Salıncakları sallayan
Tahterevalliler de oynayan olmasın
Bir asalet gibi kalsın elimde asallık

Bu şehir terk et
Ki sen misafirsin bu şehre
Ama git ki öyle bir yere
Göçmen kuşların yolundan uzak olsun gideceğin yer
Bir selam gelmesin ardından kanatlarına takılı
Haberim olmasın
Yaşadığından….
Sevdiğinden….
Öldüğünden….

Bu şehri terk et
Kokunu al yanına, ölmesin hasret
Çoçuklar isimsiz büyümesin
Dönmesin leylekler geri
Göç yollarından uzaklara git
Bir selamsızlık bırak bende

Bu şehri terk et
Bir son mola ver şehrin çıkışında
Yalnızlık kentinin tabelasına bir kişi eksildi yaz
Oysa bir ben biliyorum işin aslını
Sıfırla çarparsan her şeyi
Sensizlik çıkar sanıyordum
Sonsuzluk kaldı elimde

Bu şehri terk et
Bir nüfus sayımı sessizliğine bürünsün caddeler
Bıkmışım arkasından baktığım bir kadını sen sanışımı
Heyhat, yüreğime sen attın bu yalazı
Şimdi mazruf kelimeler gibi gizil
Karmaşık, düzensiz ve sefil
Söylenmemiş sözlerim kaldı elimde

Bu şehir terk et
Yoksa şeker isteyenlere
Zeker verecek kadar namussuz kalırım

Bu şehri terk et
Ve Neron’un kemiklerini sızlat giderken

Çağlar ŞAHİN

Hiç yorum yok: